Hem Akciğerleri Hem Dünyayı Koruyan Yeni Teknoloji: Düşük Akım Anestezi
Düşük ve minimal akış ile anestezi, hastaların akciğerini korumaya yönelik önemli avantajlar sunuyor.
Düşük ve minimal akış ile anestezi, hastaların akciğerini korumaya yönelik önemli avantajlar sunuyor. Bu yeni anestezi teknolojisi, hastaya ventilatör cihazıyla verilen gazı nemlendirip ısıtarak hastaların akciğerini koruyor. Düşük akım anestezi, hastayı korumanın yanı sıra ekonomik kalkınmaya ve ekolojiye verdiği destekle de öne çıkıyor. Dräger Türkiye Genel Müdürü Zafer Kaşıkara, düşük akım ile anesteziyi “Düşük taze gaz akışlarıyla desteklenen, hem hasta açısından hem ekonomi ve ekoloji açısından faydalı ve güvenli bir anestezi çözümüdür” şeklinde tanımlıyor.
Geçirdiği operasyon esnasında hastanın solunumunun devam ettirilmesi için ventile edilmesi gerekiyor. Ameliyathanelerde soğuk ve kuru gazlarla yapılan ventilasyon yöntemleri de kullanılabilirken son dönemlerde teknolojinin de gelişmesi ile farklı uygulamalar öne çıkıyor. Nemli ve ısıtılmış bir hava ile yapılan “Düşük Akım ile Anestezi” bu farklı uygulamaların en etkilisi olarak başı çekiyor. Ürettiği anestezi cihazlarında düşük akım stratejisini de konforlu bir şekilde kulllanılabilen Dräger’in Türkiye Genel Müdürü Zafer Kaşıkara, “Daha nemli ve sıcak bir hava ile ventile edilen hastaların, doğal nefese yakın bir hava alması sebebiyle anestezide oluşabilecek komplikasyonların da düşürülebileceğini” belirtiyor.
Düşük akım anestezi, anestezik ajanlar olarak bilinen gaz kullanımını da aza indirdiği için hastanelerde maliyet tasarrufu sağlıyor. Dräger Medikal’in yaptığı bir analize göre; bir ameliyathane odasında 5-6 saat aktif kullanılan bir Dräger anestezi cihazında; düşük akım stratejisi kullanılırsa ilgili hastane 10 yıl sonra yeni bir anestezi cihazı alabilecek düzeyde bir tasarruf sağlıyor. Makro düzeyde analiz edildiğinde; düşük akım anestezi, ulusal anlamda da ekonomik kalkınmaya destek olabilecek bir güce sahip. Bunun yanı sıra düşük akım anestezinin bir önemli faydası da ekoloji ve sürdürülebilirlik. Ameliyathanelerde kullanılan gazlar dünyayı, atmosferi ve özellikle ozon tabakasını olumsuz yönde etkilemektedir. Düşük akım anestezi ile daha az gaz kullanımı hava kirliliğini de önlüyor.
Yapılan araştırmalara göre, düşük akım anestezi vücut sıcaklığının korumasını ve nem kaybının sınırlandırmasını sağlıyor. Solunum yolu, büyük bir ısı ve nem değiştirici olarak görev yapar, solunum yoluna giren soğuk ve kuru gaz, bu ısıyı ve nemi emiyor. Isı ve sıvı kaybının önemli düzeyde olabileceği ve koşullanmış gazın (sıcak ve nemli), vücut sıcaklığını korumada ve nem kaybını sınırlandırmada daha etkili olacağı sonucuna varılmıştır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı