Aile Hekimleri, iptalini istedikleri ve Ceza Yönetmeliği olarak adlandırdıkları Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğine karşı seslerini duyurmak için yeniden iş bırakma eylemi yaptı. Türk Tabipler Birliği üyelerinin de destek verdiği 2 günlük eylem nedeniyle aileler ‘Hekimsiz’ kalırken, eyleme katılan Birlik ve Dayanışma Sendikası İstanbul, Ankara, İzmir, Balıkesir ve Mersin’de yaptığı açıklamalarla yönetmeliğin iptali için kararlılığını sergiledi ve eylemlerin süreceği mesajını verdi. Ortak basın açıklamasında aile hekimlerinin bakanlığın mobbingi ile hastaların şiddeti arasında mağdur edildiği, zor şartlar altında çalıştığı, hatta İzmir’de 5 aile hekiminden birinin hemşiresi bile bulunmadığına dikkat çekildi.
Aile Hekimleri, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğine karşı geri adım atmıyor. 15 Haziran’daki iş bırakma eylemlerinde itirazlarını Sağlık Bakanlığının gözardı etmesi üzerine Aile Hekimleri 30 Haziran- 1 Temmuz tarihlerinde bir kez daha iş bırakma eylemi yaptı. Eyleme katılan sendikalar, eylemin gerekçelerini kamuoyuna anlatmak ve kararlılıklarını göstermek üzere, İstanbul, Ankara, İzmir, Balıkesir ve Mersin’de ortak basın açıklaması yaparak “Eylemi biz yapmadık, Sağlık Bakanlığı yaptırdı. Yaşadığımız sorunlar ülkede 20 yıldır uygulanan sağlık politikalarının sonucu. Vatandaşın yaşadığı sorunların kaynağı olarak biz gösteriliyoruz ama biz değiliz” denildi ve yönetmelik iptal edilmedikçe eylemlerin süreceğine ilişkin kararlılık mesaj verildi.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ve sendikaların gerçekleştirdiği iş bırakma eylemine Türk Tabipler Birliği de destek verdi. İş bırakma eylemine katılan Birlik ve Dayanışma Sendikası, sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık sistemini özelleştirmek ve sağlık çalışanlarını da ucuz iş gücü haline getirmek istendiğine dikkat çekerek, aile hekimlerinin bakanlığın mobbingi ile hastaların şiddeti arasında mağdur olduğu, zor şartlar altında çalıştığı, özlük haklarını kaybettiği belirtildi.
Ortat basın açıklamasında, “Pandemi döneminde bütün dünyada sağlık çalışanlarına minnet duyulurken, bizler özlük haklarımızı kaybettik. Ceza yönetmeliği ile söz hakkımız kısıtlandı. Hastalık yönetim platformu diye yapılması mümkün olmayan uygulamalarla negatif performans ile tehdit edildik.Keyfi sözleşme fesihleri ile iş güvencemiz ortadan kalktı.” Sözleriyle hükümetin sağlıktaki uygulamaları eleştirildi.
Sağlık Bakanlığının “Sağlık çalışanlarına bu kadar ödeme veya şu kadar performans veriyoruz” açıklaması ile yalan beyanda bulunduğuna da dikkat çekilen açıklamada, “20 yıldır uyguladıkları sağlıkta dönüşüm programı sağlık çalışanlarının sağlığını ve haklarını sömürüme programına dönüştüğü ve önlem almayıp sağlıkta şiddeti körükledikleri için bu grevi bakanlık yaptırıyor” denildi.
“Şiddeti önlemede kanunlarında caydırıcılık yok”
Sağlık Bakanının sıkça bahsettiği şiddeti engelleme amaçlı çıkarılan kanunların uygulamada herhangi bir caydırıcılığı olmadığına da dikkat çekilen açıklamada, Sağlık Bakanlığının bütün bilimsel çalışmalara kulaklarını tıkadığı, hekimlere 5 dakikada muayene yap diye direktif verdiği, bakmayanlara soruşturma açarak mobbing yaptığı belirtildi.
Mevcut sağlık sistemi ile hem hekim ve sağlık çalışanlarının hem de toplumun mağdur edildiği vurgulanan ortak basın açıklamasında temel olarak şu noktalara dikkat çekildi:
“İzmir’de 5 hekimden biririnin hemşiresi yok”
“Yıllık İzinlerimizi kullanırken maaşımızdan kesildi. Hastalandık ameliyat olduk, istirahatli iken maaşımızdan kesildi. Ülkede artan enflasyonla birlikte ücretlerimiz yoksulluk sınırının altında kaldı. Artan fiyatlara rağmen cari gidere yapılan zamlar yetersiz kaldı. Aile Sağlığı Merkezlerinin kiraları, elektrik faturaları, ısınma giderleri, sarf malzemeleri dahil kullandigimiz bütün malzemelere gelen zamlarla artık karşılamamız imkânsız hale geldi.
İzmir'de her 5 Aile hekiminden biri tek başına hemşiresiz çalışıyor.Hastanelerde hekimler 5 dakikada bir hasta bakmaya zorlanıyor.
“Asistan kadroları plansız artırıldı”
Yeni yapılan yasal düzenleme hiçbir soruna çözüm olmadı. Hala hastanelerde mobing devam ediyor. Düşük ücretlerle ve kötü çalışma koşulları nedeniyle birçok meslektaşımız başka ülkelere gitmeyi çözüm olarak görüyor. Asistan hekimler zor durumda. 36 saat süren uzun nöbetler devam ediyor. Son uzmanlık sınavında plansız bir şekilde asistan kadroları arttırıldı. Bunun sonuçlarından endişeliyiz.”
Sağlık’ta Şiddet tüm hızıyla devam ediyor.
“Sağlıkta şiddet bütün hızıyla devam ediyor. Şiddete karşı bakanlık bizden çok, ne yazık ki şiddet uygulayanların yanında duruyor. Malpraktis ile ilgili getirdikleri düzenleme ile hekim bakanlık bürokratlarının insafına terk edilmiş durumda. Özel hastaneler kısmı eksik. Özel hastanelerde hemşire ve diğer branştan birçok sağlık emekçisi asgari ücret karşılığında çalışıyor. Yetişmiş sağlık insan gücünün emek sömürüsü hiç olmadığı kadar fazla. İş güvencesi yok. Çok ağır bir iş yapılıyor ve ücretler çok düşük.
Sağlık Bakanı sınıfta kaldı
Sorunlar çözülene kadar mücadeleye devam edileceği duyurulan eylemde Sağlık Bakanı’na icraatleri ile ilgili not verildi. Açıklamaya katılan hekim, hemşire, ebe ve sağlık çalışanlarına Sağlık’ta şiddete çözüm, güvenli ve insanca çalışma koşulları sağlamak, sözünde durmak, topluma eşit, ücretsiz ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sunabilmek gibi konularda Sağlık Bakanına verdikleri not soruldu. Katılanlar ellerinde bulunan “sıfır “yazılı pankartları göstererek “Sağlık Bakanı sınıfta kaldı” dediler. Yönetmelik ve hukuksuz keyfi uygulamalarla sağlık çalışanlarını soruşturma ve cezalarla baskılamaya çalıştıkları vurgulandı. “Bizi cezalandırmaya çalışan Sağlık Bakanlığına biz de ceza veriyoruz” diyerek “200 ceza puanı” yazan afişleri gösterdiler.
Basın açıklamasına, Birlik ve Dayanışma Sendikası ile birlikte İzmir Aile Hekimleri Derneği , İzmir Tabip Odası, İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, Genel Sağlık-İş , SES, Hekim Birliği Sendikası katıldı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı