Toplumsal yatırımlarında ''Sürdürülebilir Gıda'' konusuna odaklanan Banvit BRF’in hayata geçirdiği “Akıllı Çocuk Sofrası” projesi danışmanlarından İyi Yaşam ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, projenin web sitesinde yayınlanan makalesinde mevsiminde beslenmenin önemini vurguladı.
Doğaya duyarlı olmanın bir zorunluluk olarak görülmesi gerektiğini belirten Koçak, makalesinde şunları yazdı; “Gıdayı oluşturan ürünleri üretmek, bunları depolamak için ormanları yok ediyoruz. Bu yüzden birçok hayvan yaşam alanlarını kaybediyor ve nesilleri giderek tükeniyor. Ayrıca ormanlardaki bitkiler de azalıyor ve bu durum karbondioksit ve diğer sera gazlarıyla ilgili sorunları daha da artırıyor. Gıda güvenliğinin temeli olan ve dünyayı besleyen biyoçeşitliliğin kaybını durdurmak için bir an önce harekete geçmek gerekiyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2019 yılında “Gıda ve Tarım için Dünyada Biyoçeşitliliğin Durumu” başlıklı raporunda biyoçeşitliliğin gıda ve tarıma sağladığı birçok faydayı ayrıntılı biçimde açıklıyor. Çiftçilerin, hayvan otlatıcıların, göçebe çobanların, orman köylülerinin, balıkçıların ve balık yetiştiricilerinin biyoçeşitliliği nasıl şekillendirdiğini ve yönettiğini vurguluyor. Bu anlamda çiftçimize sahip çıkmalıyız.”
Pandemi sürecinin doğanın insanlığa verdiği bir mesaj olduğunu, yürütülen faaliyetlerin gezegene zarar vermeyecek sınırlar içinde gerçekleştirilmesi gerektiğine dair bir uyarı olduğunu vurgulayan Koçak; “Geleceğin farkındalıkta olduğunu unutmayalım. Eğer arılar olmasaydı gıdaların 3’te 1’i sofralarda olamazdı. Çoğu gıdayı arıların yaptığı tozlaşmaya borçluyuz. Dünya genelinde olduğu gibi maalesef Türkiye’de de önemli oranda arı ölümleri yaşanıyor. Pestisit olarak adlandırılan tarım zehirleri nedeniyle arıların sayısı hızla azalıyor. Yoğun tarım uygulamaları, habitat kaybı, iklim değişikliğiyle ilişkili yüksek sıcaklıklar da arıların yaşamını olumsuz yönde etkiliyor. Biyoçeşitlilik her geçen gün azalıyor. Bu da bireylerin sağlıklı beslenmek için iyi ve temiz gıdaya ulaşmasının gittikçe zorlaştığı anlamına geliyor. Aşırı tüketim dünyanın her yerinde farklı etkilere sebep oluyor. Şu anda biyoçeşitlilik açısından bir yok oluş sürecindeyiz demek mümkün. Doğanın bizim olduğu kadar diğer canlıların da olduğu unutulmamalı. Dünya Doğayı Koruma Vakfının (WWF) “2020 Yaşayan Gezegen Raporu”, son 50 yılda canlı türlerinin popülasyonlarının 68 azaldığını ortaya koyarken, veriler biyolojik çeşitlilik ve sağlığımız için zamanın daraldığının altını da çiziyor. Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) raporuna göre ise her 6 saniyede dünyada bir futbol sahası büyüklüğünde orman yok oluyor. Aslında sadece orman değil, tüm ekosistemin yok olduğunu göz önünde bulundurmak gerek” uyarısında bulundu.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı