Amazon Web Services (AWS) 2023 İçin Telekomünikasyon Sektörüne Dair 4 Öngörüyü Paylaştı

AWS Küresel Telekomünikasyon İş Birimi Başkan Yardımcısı Adolfo Hernandez’in öngörülerine göre 2023 yılında telekomünikasyon sektöründe veriye daha fazla önem verilecek, gündemde sürdürülebilirlik ve enerji maliyetleri olacak, 5G ekosistemi büyüyecek ve telekomünikasyon şirketleri dönüşecek.

Amazon Web Services (AWS) 2023 İçin Telekomünikasyon Sektörüne Dair 4 Öngörüyü Paylaştı
  • Sanat
  • 20/12/2022 8:40 am
  • 0
  • 237
  • A+
    A-

AWS Küresel Telekomünikasyon İş Birimi Başkan Yardımcısı Adolfo Hernandez’in öngörülerine göre 2023 yılında telekomünikasyon sektöründe veriye daha fazla önem verilecek, gündemde sürdürülebilirlik ve enerji maliyetleri olacak, 5G ekosistemi büyüyecek ve telekomünikasyon şirketleri dönüşecek.

 

Son iki yılda olduğu gibi, 2023 de muhtemelen değişim rüzgarlarının estiği bir yıl olacak. Bu, pek çok sektörü olduğu gibi telekomünikasyon sektörünü de etkileyecek. AWS Küresel Telekomünikasyon İş Birimi Başkan Yardımcısı Adolfo Hernandez, telekomünikasyon şirketleri için ortaya çıkacağını düşündüğü 4 trendi paylaştı. 

REKLAM ALANI

 

1. Verilere daha fazla önem verilecek 

T-Mobile gibi, Filipinler’deki Globe Telecom ve İskandinav merkezli Telia gibi telekomünikasyon şirketleri, müşteri deneyimlerini iyileştirmek ve kampanyaları otomatikleştirmek için veri ve yapay zekadan (AI) halihazırda yararlanıyor. Yine de sektörün henüz kullanmadığı çok fazla potansiyel de bulunuyor.  Üçüncü taraf çerezlerinin kullanımdan kaldırılmasıyla, birinci taraf verilerinin kaynakları daha da değerli hale gelecek.

 

Telekomünikasyon şirketleri okyanuslar dolusu veriye sahip, ancak bunların çoğu dağınık ve silolar halinde bulunuyor. Örneğin, operasyonel veriler birden fazla eski teknolojide ve operasyonel destek sistemleri (OSS) ve iş destek sistemleri (BSS) gibi platformlarda depolanıyor. Dahası, telekomünikasyon değer zincirindeki bağımsız yazılım satıcılarının (ISV) çoğu, verilerini kilitli kapılar ardında saklıyor. Bu da verilerin kuruluş genelinde birleştirilmesini, yönetilmesini ve paylaşılmasını zorlaştırıyor. 

 

Bir veri ağı mimarisi, telekomünikasyon verilerinin özgürleştirilmesine yardımcı olabilir. Veri ağı, ayrı alanlardaki her veri kümesinin bir ürün olarak ele alınmasını, dönüşüm yaratacak sonuçlar sunmak için kullanılabilecekleri merkezi bir katalogda paylaşılmasını sağlar.

 

Bir veri ağı, iş kollarının yapılacak iş için doğru araçlara sahip olmasını da sağlar. Örneğin, veri bilimci olmayan bilim insanlarının da makine öğrenimi (ML) modelleri oluşturmasına, eğitmesine, dağıtmasına ve benimsemesine olanak tanıyarak inovasyonu hızlandırabilir ve müşteri deneyimini zenginleştirebilir. 

 

2. Sürdürülebilirlik gündemin ilk sıralarında yer alacak.

Enerji maliyetlerinin artmasıyla birlikte sürdürülebilirlik gündemin en üst sıralarına taşınacak ve burada veri odaklı bir yaklaşım çabalara yardımcı olabilir. 

 

Mobil sektöre odaklanan araştırma şirketi GSMA Intelligence’a göre, enerji tüketimi 2021 yılında telekomünikasyon şirketlerinin işletme harcamalarının yüzde 15-40’ını oluşturdu ve bu rakamın artması bekleniyor. Mobil şebeke operatörleri için bu enerji tüketiminin büyük kısmı (yüzde 60-75) radyo erişim şebekelerinden (RAN) kaynaklanıyor.  

 

Veri trafiği yükleri aralıklıdır, yani RAN’ın farklı bölümleri trafiğin en yoğun olduğu dönemlerde bile enerji tüketimini azaltmak için kısa bir süre uyku moduna alınabilir.  Örneğin, Avustralya’daki bir şebeke operatörü, bir sahadaki güç amplifikatörü sembolünü kapatarak güç tüketimini herhangi bir hizmet kesintisi olmadan yüzde 7’den fazla azaltmayı başardı. Telekomünikasyon şirketleri, verileri ve yapay zeka/makine öğrenimi uygulamalarını kullanarak bu süreci izlemek ve otomatikleştirmek için akıllı hizmetlerden faydalanabilir.

 

Buluta geçmek daha da fazla enerji tasarrufu sağlıyor. Uluslararası analist firması 451 Research tarafından yürütülen çok sayıda araştırma, şirket içi iş yüklerinin AWS’e geçirilmesinin iş yükü karbon ayak izini yaklaşık yüzde 80 oranında azaltabileceğini gösteriyor. 

 

İsveç merkezli Vilma,  Spark New Zealand ve DISH gibi telekomünikasyon şirketlerinin bulutu şimdiden benimsediğini görüyoruz. Ayrıca, 5G çekirdeğindeki işlemcilerdeki inovasyonlar enerji kullanımını azaltabilir. Örneğin, Japonya’da NTT DOMOCO ve NEC, yerleşik x86 işlemcilere kıyasla enerji tüketimini ortalama yüzde 72 oranında azaltmayı başardı.

 

3. Ağlar olgunlaştıkça ortaklar artacak ve 5G ekosistemi büyüyecek. 

Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, 5G’nin ek gelir sağlayacağı vaatlerini duyduk ancak henüz bir sonuç göremedik. 2023, bu bağlamda bir dönüm noktasının başlangıcı olacak.  

 

ABD’deki tüm büyük servis sağlayıcılarının ülke çapında 5G şebekeleri bulunuyor. GSMA’nın farklı raporları, Avrupa’da, 50 Avrupa ülkesinden 34’ünün,  Asya Pasifik’te ise 14 ülkenin 5G dağıtımı yaptığını gösteriyor. 

 

5G’nin potansiyelini gerçekleştirmenin önündeki son engel ise ekosistem. Yani, 5G hizmetleri sağlamak ve 5G ağları oluşturmak için sektörler arası ve işlevler arası ortaklıkların kurulması gerekiyor. 

 

Özel kablosuz ağlar, sektörde 5G’nin kullanımı için büyük umut vaat ediyor. IDC, özel LTE/5G kablosuz ağların toplam pazar büyüklüğünün 2026 yılına kadar 8,3 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Ancak bunun benimsenmesi, özel bir ağı planlamanın, inşa etmenin, dağıtmanın ve yönetmenin yüksek maliyeti ve karmaşıklığı nedeniyle beklenenden daha yavaş gerçekleşti. 2023’te, aynı Verizon ve Vodafone’un uç bilişimi hızlandırmak için ortaklık kurmaları gibi, daha fazla telekomünikasyon şirketinin ortaklıklar kurmasını bekliyoruz.  

 

4. Telekomünikasyon şirketlerinin kendileri de dönüşecek.  

Önümüzdeki yılın dördüncü trendi, telekomünikasyon şirketlerinin, daha fazla gelir elde etmek için müşterileriyle olan ilişkilerini ve iş yapış şekillerini dönüştürerek daha teknoloji odaklı olacak şekilde hızla evrilmeleri olacak. 

 

Bu değişim iki parçadan oluşuyor.  

Birincisi, telekomünikasyon şirketlerinin bağlantı sağlayıcılarından dijital servis sağlayıcıları haline gelmeleri ve ağlarından yararlanmaları gerekecek. Örneğin, Güney Kore merkezli SK Telecom kendisini bir yapay zeka şirketine dönüştürüyor. İsviçreli Swisscom ise, teknik ve ticari çalışanlarını müşterilerine bulut yolculuklarında tavsiyelerde bulunmaları ve danışmanlık yapmaları için eğiterek müşterilerine sunduğu değeri genişletiyor.

 

İkincisi, telekomünikasyon şirketlerinin ağlarını bir platform olarak kullanmak için operasyonlarını değiştirmeleri gerekecek. Bu yaklaşım, ağ kurulumlarından para kazanmanın yeni bir yolunu sağlayacak.

 

Bu dört trendi benimsemek kolay olmayacak. Ancak 2023’te değişimi gerçekleştiren telekomünikasyon şirketleri, daha fazla büyümek ve yeni inovasyonlara uyum sağlamak için daha iyi bir konumda olacak. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ