Plasentanın yani bebeğin eşinin rahim ağzını ve doğum yolunu kapatması olarak tanımlanan plasenta previa, anne ve bebeğin hayatını riske atabilen bir durum olarak biliniyor. Bu tablonun erken teşhis edilerek sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci geçirilmesi için; anne adaylarının kontrollerini ihmal etmemesi, bu konuda deneyimli uzmanlarla takiplerin yürütülmesi ve gerekli müdahalelerin zamanında yapılması önem taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Jinekoloji Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Boyraz, plasenta previa hakkında bilgi verdi.
Bebeğin eşi doğum yolunu kapatmışsa…
Plasenta previa, plasentanın yani bebeğin eşinin rahim ağzı ve doğum yolunu kapatması durumudur. Bu sorun, doğal doğumu imkansız kılmakla birlikte ciddi kanama riskini de beraberinde getirmektedir. Yaklaşık olarak 1000 doğumun 4’ünde plasenta previa görülür. 20 haftanın üzerinde vajinal kanama ile doktora başvuran tüm gebelerde plasenta previadan şüphelenilir ve gerekli değerlendirmeler bu doğrultuda yapılır. Bu hastalarda, ultrasonografik muayene ile plasentanın yerleşimi belirlenmeden vajinal muayene kesinlikle yapılmamalıdır.
Yorucu işlerden kaçınılmalıdır
Plasenta previada ilk dikkat edilmesi gereken belirti kanamadır. Genelde bu kanama gebeliğin ikinci yarısında ağrısız bir şekilde olmaktadır. Bazı gebelerin kanamayla birlikte rahim kasılmaları da olabilir. Hastaların sadece 10’unda terme yani gebeliğin sonuna kadar vajinal kanama olmaz. Gebeliğin seyri sırasında vajinal kanamaya neden olabileceği için cinsel ilişki önerilmemektedir. Benzer şekilde, ağır kaldırma, yoğun egzersiz ve uzun süreli ayakta çalışma da önerilmemektedir.
Anne yaşının ileri olması riski artırır
Plasenta previanın nedenlerinden çok risk faktörleri ön plandadır. Daha önce sezaryen doğum yapmış olan kişiler de risk altındadır. Tüm bu faktörleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Hastanın bir önceki gebeliğinde plasenta previa olması bir risk faktörüdür. Plasenta previa sonraki gebeliklerin 4-8’inde tekrarlar.
- Daha önce sezaryen ile doğum yapmış olmak plasenta previa riskini yüzde 47-60 oranında artırmaktadır. Sezaryen ile doğum sayısı arttıkça plasenta previa görülme olasılığı daha da artar.
- Çoğul gebelik de plasenta previa için bir risk faktörüdür. İkiz gebeliklerde plasenta previa riski tekil gebeliklere göre yaklaşık yüzde 40 oranında artar.
- Ne kadar çok geçirilmiş gebelik varsa plasenta previa riski o kadar yükselir.
- Anne yaşının ileri olması da riskler arasındadır.
- Anne adayının daha önce düşük yapması ya da kürtaj olması da plasenta previa riski arasındadır.
- Sigara kullanmak da bir risk faktörüdür.
Düzenli takip çok önemli
Pek çok anne adayı plasenta previa konusunda büyük endişe taşımaktadır. Fakat paniğe kapılmadan sık sık doktor ile görüşülüp, düzenli muayeneler gerçekleştirilmelidir. Eğer doktor yatak istirahati önerdiyse anne adayı mutlaka dinlenmelidir. Pek çok gebe bu sorunu yaşamalarına rağmen planlı bir süreç yönetimi ile sağlıklı bir şekilde doğumlarını yapmaktadır. Bu sorun esnasında annenin farklı hastalıkları varsa bunların bilinip tedavi yoluna gidilmesi çok önemlidir. Kronik hastalıkları olan kadınlar için bu danışmanlık çok önemlidir. Çünkü kullanılan bazı ilaçlar olumsuz etkide bulunabilir. Diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları olan anne adayları için ilgili branş hekimleri ile multidisipliner bir süre. Yürütülmesi gerekmektedir. Rahim kasılmaları erken doğum eylemini ve dolayısı ile kanamayı başlatacağından, önlem olarak doğum eylemini baskılayıcı (tokolitik) tedaviye başlanır. Bu şekilde gelişimi olgunlaşması henüz tamamlanmamışsa, evde fiziksel aktiviteler kısıtlanmak şartıyla hastaneden çıkarılabilir. Bu süreçte takiplere düzenli gidilmelidir. Cinsel ilişki de kanamayı başlatabileceğinden plasenta previa hastalarında önerilmez. Takipler sırasında bebek olgunlaşması tamamlandığında veya vajinal kanama ciddi boyutlara ulaştığında doğuma karar verilir. Plasenta previa durumunda doğum genellikle sezaryen ile gerçekleştirilmektedir.
Tecrübeli uzman ve tam donanımlı merkez seçimi çok önemli
Plasenta previa, anne ve bebeğin hayatını tehlikeye atacak kadar önemli ölçüde kanama riski içermektedir. Bu nedenle sezaryen öncesinde uygun kan ürünleri için mutlaka hazırlık yapılmalıdır. Kan bankasına haber verilmelidir. Uygun kan ürünlerinin kan bankasında hazırda bulunması mutlaka sağlanmalıdır. Hatta plasenta previa tanısı konulan hastaların sezaryen doğumları mutlaka kan bankası bulunan hastanelerde gerçekleştirilmelidir. Kan bankası, sezaryen öncesinde bilgilendirilmeli ve ameliyat sırasında ihtiyaca göre ilave istemler yapılabileceği belirtilmelidir. Cerrahi ve medikal olarak müdahale etme kapasitesine sahip merkezlerde doğumun planlanması son derece hayatidir. Plasenta previa operasyonunu yapacak olan hekimin tecrübesi çok önemlidir.
37.haftadan önce erken doğum riski olabilir
Plasenta previa tanısı konulan gebelerde doğum şekli sezaryen olmalıdır. Vajinal muayene kesinlikle yapılmamalıdır. 37 haftadan önce erken doğum riski yaklaşık 5 kat artmaktadır. Plasenta previa tanısı konulan gebelerin 15’inde doğum 34.haftadan önce gerçekleşmektedir. Plasenta previa tanısı konulan gebelerde ciddi kanama riski olduğu için, kan transfüzyonu alma ihtimali de artmaktadır. 37.haftadan önce doğum gerektiren olgularda bebeğin akciğerlerinin gelişimine katkıda bulunmak için steroid iğnesi yapılmalıdır. Bunun dışında doğru merkezde, bu konuda tecrübeli hekim ile takiplerin ve doğumun gerçekleştirilmesi hayati önem taşımaktadır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı